Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hindistan Cevizi Yağının Faydaları

1950'lerde "şişedeki eczane" olarak bilinen Hindistan cevizi yağının beslenmede bir çok faydası olduğu bilinmektedir. Burada Hindistan cevizi yağının beslenme dışındaki kullanım alanlarından bahsetmek istiyorum. Hindistan Cevizi Yağının Kullanım Alanları ve Faydaları Cilt bakımında kullanılır: Yüz temizlemede sıyı sabun şeklinde ya da pamukla cilde sürerek uygulanır. Krem şeklinde cilde masaj yaparak uygulandığında; cildi korur, enfeksiyonları iyileştirir. Cildi sıkılaştırır ve kırışıklığı önler. Egzamayı hafifletir. Ciltteki lekeleri azaltır, yağı dengeleyerek akne oluşumunu azaltır.

Olumsuzluklara fırsat verme

Bir düş kırılırken ne kadar ses çıkarır, peki ya bir kalp parçalarını ne kadar saklayabilir, bir yıkılış ne kadar aşağıya çeker, bir acı ne zamana kadar peşimizi bırakmaz, bir anı kaç yıl yaşar, bir yaşama kaç ölüm sığar... Sustukça çoğalır içimizde duygu ve düşünceler. Sormazsak bilemeyiz. Hep kendi kafamızda bulduğumuz cevapların sınırlarını zorlamaya çalışırız. Ne yaparsak yapalım bir başkasının kafasındakileri, duygularını, korkularını, biriktirdiklerini, kendi bakış açımızla ya da önyargılarımızla anlayamayız. Sormadan, dinlemeden iletişim kurduğumuzu zannederek bir yığın sorunu derin çukurlara gömeriz. Zamanla çukur derinleşir. Anlamak ve anlaşılmak zorlaşır. Başkasını anlamanın en güzel yolu onun kendisini açmasına, anlatmasına izin vermektir.

Yazmak Hayattır

Merhaba. Yazı yazmayı o kadar sevmeme rağmen günlerdir ihmal ettim burayı. Her gün; bugün ne yazsam derken, plan ve konu üzerine daha fazla zaman harcayıp yoğunlaşmam gerektiğini düşünüyorum, bakıyorum ki o gün de bitmiş. Bugün içimi dökmek istedim.

Nasırlaşan Duygular

Psikolog Harold Bessell şöyle bir benzetme yapmaktadır: "Ellerimizle çalıştığımızda nasırlarımız olur. Onlar elleri korur ve su toplamasını önler. Birisi duygusal olarak yaralandığında orası nasır gibi bir şeyle kaplanır. Bu orayı gelecek daha sonraki rahatsızlıklardan korur. Ama tabi tıpkı ellerdeki nasırlar gibi bu da cilt kadar hassas ve yumuşak değildir.

Kokuların Gücü Adına

İnsanların size ne yaşattığını unutabilirsiniz ama ne hissettirdiğini asla unutamazsınız şeklinde bir söz duymuştum. Çok doğru bir söz. İnsanlara, anılara bakınca bir çok şey hissederiz, anılar tazelenir ama ayrıntılar aklımızda olmayabilir. Buna rağmen hisler kolumuzdan tutup çekiştirir; o seni çok üzmüştü, kırmıştı, çok mutlu etmişti, çok seversin onu... Bir sürü düşünce duygulara, duygular da düşüncelere gerekeni hatırlatır. Bir ses, bir yer, bir tat, bir koku yılları, ayları bir anda şimdiye getirir. Kendinizi başka bir mekanda, başka bir anda hissedersiniz. Ne büyülü andır o.

Zorluklar üzerine tefekkür

Üç boyutlu resimleri ilk bakışta görmek zordur,herkes kolayca göremez. Görmek için zorlanmak, yaklaşıp uzaklaşmak, gözü şaşı yapıp düzeltmek, görene kadar beklemek, zahmet çekmek gerekir. Sonra bir anda yeni bir alem açılır önüne, suyun içinde yüzer gibi bir şekil yükselir zeminden ve başka bir dünyaya açılırsın.

Para kazandıran uygulama (Ben Derim ki)

Bir süredir telefonumda kullandığım "ben derim ki" adlı anket doldurma uygulaması ile uzun vadede az da olsa para kazanabilirsiniz. Parayı kazanmak için gelen anketlere doğru cevaplar vererek puan biriktirmeniz ve sabırlı olmanız gerekiyor. 3000 puana ulaşınca paranızı çekebiliyorsunuz. Banka hesabınız yoksa telefona kontor olarak da yükleyebilirsiniz.

Hatıra kaldıysa

Bir eşya hediye edilmişse, başkasını hatırlatıyorsa, hüzün veriyorsa ondan uzaklaşmak iyidir. Ancak her hatırlatıcıyı silip atmak mümkün olmadığı için onlara yeni yaşantılar eklemek lazım. Yeni anılar eskisini yavaşça silmeye başlayacaktır.

Bi Küçük Eylül Meselesi

Her şey zamana tutsak, zamanı gelince düşer bir yaprak bile... Bir kitabı yıllarca duyarsın, okumak istesen de bir türlü fırsat olmaz, ne yaparsan yap o kitap zamanı gelmeden sana gelmeyecektir. Yaşadığımız bir olayın etkisiyle okumamız gerekiyordur, bir hüznümüzde yardım edecektir veya şimdiki aklımızla daha iyi algılayacak hale geleceğizdir belki bilemeyiz. Ama o kitap, o film, o yazı senin istediğin zamanda değil, gereken ve nasip olan zamanda eline ulaşır. İşte bi küçük eylül meselesi filmi de benim için öyle oldu. Yıllardır ismini duyuyorum, izleyeceğim diyorum ancak bu kadar zaman sonra nasip oldu.

Sen seç

Şu an Türkiye'nin ve dünyanın her yanında bir sürü sıkıntılı insan var, kimisi hastalıkla boğuşuyor, kimisi zulme maruz kalmış, kimisi ölen yakınına ağlıyor, kimisi ayrılık acısı çekiyor, kimisi ölüm döşeğinde ve buna benzer bir sürü şey yaşanıyor. Peki biz ne kadarını biliyoruz, duyuyoruz? Ne kadarının farkındayız?

Yeni Gün Yeni Umutlar

Günaydın 😊 Güneşten önce uyanınca kendimde bir şeyleri yapma cesareti buluyorum diyordu bir yazar. Gerçekten öyle, erkenden uyanıp camı açın, gelen temiz havayı derince içinize çekin, vücudunuzu esnetin, gözünüzü kapatıp güne başlarken kendinize huzur verecek şeyler söyleyerek mutluluk ve huzur hissedin. İyi geliyor 🙂

Düşüncenin Hayata Etkisi

Geçen gün rastladığım bir yazıyı paylaşmak istedim sizinle, moral ve motivasyon olsun. Mutlu günler dilerim 🙂: Kullandığınız her sözcükle bir anlaşma imzalarsınız. Hem kendinizle hem karşınızdaki ile hem de tüm evrenle! *Bir insan gelecekte ne yaşayacağını merak ediyorsa* *Bugün ne konuştuğuna baksın.* Muhtemeldir ki bugün en çok konuştuğunuz şey yarının deneyimi olacak.

İyi ki kitaplar var

Kitap bir sevdadır, bitmeyen bir dostluktur, yaşanamamış duyguları yaşamaktır, gülmektir, ağlamaktır.

Her Nefis Ölümü Tadacaktır

Kışın yaza, akşamın sabaha dönmesi gibi yaşamın mevte dönmesi de gerçektir ve hem uzak hem çok yakındır. Her gün yaşanan bu dönüşümlere öyle alışmışız ki şaşırmıyoruz, farklı bir şey olmasını da beklemiyoruz. Arada bizi uyaran sarsıntılar olsa da çabuk unutuyor, yolumuza devam ediyoruz.

Bir gün daha bitti

Hayat bu kadar kısa ve yaşanacak o kadar şey varken istemediğimiz şeyleri yaşamak zorunda olmak, başkalarının istediği hayatı yaşamak zorunda kalmak ne kadar acıdır. Farkındalık oluştuğu anda düşünmeli ve kendi içinde yolculuğa çıkarak değişim için bir şeyler yapmalı. Bazen zorluklar içindeyken bile insanlar kendilerini başka bir hayata atılmak için hazır hissetmezler.

İyilik ve Afiyeti Çağır Hayatına

Günaydın 😊 Yine yeni kararlar yeni hedeflerle güne başladık. Güzel bir gün dilerim herkese... Korku ve olumsuz düşüncelerle mücadele etmekle uğraşıyorum bu günlerde. Yani onları aşmaya ve daha güzel düşünerek yola devam etmeye çalışıyorum. Çünkü korku ve olumsuz düşünceler enerjimizi tüketiyor, hayatımızı etkiliyor, geleceğe gönderdiğimiz sinyaller bizi yıpratıyor ve dua edişimizi bile etkiliyor.

Unutmak ve Beyindeki Nöronlar

Beyinde bilginin geçişini, bağlantı kurulmasını sağlayan nöron bağlantıları bulunur. Bunlar ağacın dalı gibi uzantılara sahiptir. Bazı bölgeleri kalın bazıları incedir. Beynimizi doğru yönettiğimizde hayatımızda çok şey değişir. Yaşantımızda düşünceler ve davranışlarımız çok önemli. Sürekli tekrarladığımız düşünceler ve sözler gerçeğe dönüşebilir. Araştırmalara göre bir insanın üç hafta boyu bir şeyi yapmaya devam etmesi onun kalıcı hale gelmesine sebep olmaktadır. Bir şeyi ne kadar çok düşünür ve yaparsak, çok tekrarlanan şeyler beyinde nöron bağlantısının güçlenmesine sebep olur. Örneğin; birini çok düşünürsek onunla ilgili beynimizdeki ağaç dalı gibi olan uzantı kalınlaşır. Bilgisayardaki kısa yol sembolünün hızlıca hedefe ulaşması gibi o kişiyi daha çok ve çabuk hatırlamamızı sağlar.

Hayallerin için bir şeyler yap

Genelde hayallerim için hazırlık yaparım. Olacakmış, oluyormuş gibi hazırlarım lazım olacakları bir bir... Yazarım hedeflerimi, kafamda ve ruhumda netleşir ayrıntılar. İyice düşünür tasarlarım. Gerekli malzemeler neyse temin etmeye başlarım.

Olumlu Düşünmek İçin Yapılabilecekler Nelerdir?

Olumlu Düşünmek; Acıdan zevk çıkarmak, yenilgiyi zafere dönüştürmek, kayıptan kazanç elde etmektir. Bu acı beni kahredecek derseniz; o acı sizi kahreder. Bu acıdan aldığım dersle sorunların üzerine gideceğim derseniz, sorunlarınızı çözersiniz. Olumlu Düşünmek İçin; Gelecekteki Faydalarına Bakın; Yaşadığınız acının gelecekte ne gibi faydaları olabilir? Büyük başarıları ateşleyen nedenler, kendilerinden önce gelen büyük başarısızlıklardır. Büyük zevkleri tattıran nedenler, kendilerinden önceki acılardır.

Öyle bir geçer zaman ki

Usulca perdeyi araladı genç kadın, dışarıdan gelen esintinin verdiği huzuru içine çekti. Sevgi bekleyen küçük kedicikle göz göze geldi. Sevgiyle baktı... Daha bir yıllık evliydi, özenle seçtiği perdeler, severek seçtiği eşyalar ona umut veriyordu. Güzel anılar biriktirmeliydi. Güle güle eskitmeliydi. Derin düşüncelere dalmış gülümserken içeriden gelen bebeğinin sesiyle irkildi. Zaman ne kadar da hızlı geçiyordu. Daha dün karnındaydı şimdi hayatının her anı haline gelmişti minik bebeği. O da büyüyecek yıllar sonra bu eve, eskiyen eşyalara, hatıralara, gidenlere, geçen zamana bakıp derin düşüncelere dalacaktı. Öyle değişik bir dünyaydı bu işte...

Geç Olmadan Değer Bilmek

Biteceğini bildiğimiz şeyler bizi üzer. Sevdiğimiz şeylerden ayrılmak bizim için çok acıdır. Ancak bir şeyi severken onun uzun ömürlü olmasına da önem veririz. Hayatımızdan kısa sürede çıkıp gidecek olan şeylere bağlanmak istemeyiz ya da bağlanmaktan korkarız. Başkasında görüp beğendiğimiz şeylerin de geçici ve yok olacak olan bir şey olduğunu bildiğimizde ister istemez rahatlarız. Ayrılık ve sonlar bizi üzer ancak olumsuz şeylerden ayrılık ve olumsuz şeylerin sonlanması bizi mutlu eder. Hayatımızı ele alırsak; filmlerin içinde olanlardansa sonu eksiklerle mi, üzüntülü mü, mutlu mu bitiyor bu bizi çok etkiler. hayatımız da zorluklar içinde ve sıkıntılı geçmiş olabilir ama önemli olan verdiğimiz mücadele ve sonunda nasıl bir halde olduğumuzdur.

Topuktan Kan Alma

Bebeği dünyaya geldiğinde anne ve babalar onun ne kadar savunmasız ve narin olduğunu daha derinden hissederler ve dokunmaya bile kıyamazlar. Bebeği kucaklarına aldıklarında topuğundaki iğne deliğini görürler ve bu onlara acı verir. Bunun yanında bir de bebek 5 günlük olduğunda topuğundan kan aldırmaları gerekir.

Bebeğiniz Doğdu

Artık yeni bir hayat sizi bekliyor. Gerçi hamilelik başladığında kendinizi ve hayatı yeniden keşfedeceğiniz yeni bir dünyaya adım atmıştınız. Bebeğinizi kucağınıza aldığınızda daha önce tatmadığınız duygular hissetmeye başladınız. O an dünyaları verseler değişmeyeceğiniz bir güzellikle karşı karşıyasınızdır. Sizi bekleyen sorumlulukların ağırlığı, uykusuz geçecek günler, zamansızlık, her şeye yetişme telaşı, başkalarının sürekli işinize karışacağı ve kendinizi kanıtlama çabalarınız gibi bir sürü olumsuz düşünceler gelip geçiyorken bebeği gördüğünüz anda her şey uçup gider ve saatler sürecek huzur başlar. Her şeyi bir yana bırakıp o özel anların tadını çıkarmak istersiniz. Tabi fırsat bulabilirseniz. Heyecanı paylaşmak isteyen sevenleriniz, akrabalar, doktor ve hemşireler sürekli bölse de ömürde nadide yaşanan anlardan biridir. Olumsuzlukların keyfinizi kaçırmasına izin vermeyin, doya doya yaşayın o anı.

Yaşadıkça Öğreniyor İnsan

Lezzetleri acılaştıran ölümü hatırlamak, acı anları lezzetlendiren ölümü unutmamak… Uzun süren sıkıntılar, bitmeyecekmiş gibi geldiğinde büyür, uzun süren mutluluk yine üzüntü, bitme korkusu yaşatır ya da insanoğlu sıkılır. Acılar, inişler çıkışlar güç verir insana ve mutluluk verir. Bitmesin deriz ama biz acaba hazır mıyız daimi mutluluk ve sevinçlere… Biz ayrılık, acı, başarısızlık ve mutsuzluklardan besleniyoruz ama anlayamıyoruz. Bitmez sanma her şey bitecek, bu hayat fani ve biterek anlamlanıyor bir sürü şey bu hayatta…

Karanlık mı günlerin?

Karanlık gecelere alışkındır insanoğlu, alıştığı düzende bocalamaz. Bilir içinde olduğu durumu, süreci ve olabilecekleri, içi rahattır o yüzden. Ama hazırlıksızca, bilmiyorsa korkar. Bilinmeyen korkutur. Düşündükçe zorlaşır bilmecesi. Düşünmekten kaçar ya da girdapta boğuşur durur.

Kabuğunu kırma zamanı

Hayat mücadelemiz kendimize özgüdür. Bazen paylaşanlar, bizimle aynı zaman diliminde yanımızda olanlar olsa da herkes kendi amel defterini kendi oluşturuyor. Yıllarca bir bakış, bir selam ile de olsa hayatımıza girip çıkan bir çok insan hikayemize katkı sağlamıştır. Etrafa bakışımız, sevgimiz, nefretimiz; insanlarla ilişkilerde deneyimlediğimiz iyi ya da kötü şeyler sonucu oluşmaktadır.

Bebekler ne zaman yürür ve ayakkabı seçimi nasıl olmalı?

Her bebek farklı yapıda ve kendine özgüdür. Bazı özellikleriyle diğer bebeklerle benzerlik gösterebilirler.Ancak kıyaslayarak kendiniz için de bebek için de hayatı olumsuz hale getirmemeniz gerekir. Bebekler 10 ay ile 18 ay arasında yürüyebilirler. Daha önce yürüyen bebekler de olabilir. 6 ay civarı sürünmeye başlayan bebekler olabildiği gibi sürünmeyip direkt olarak yürümeye başlayanlar da vardır. Ancak 18 ayı doldurup hâlâ yürüyemeyen bebekler için uzmanlara danışılmalıdır.

Ve sevdayı da alır götürür öfke

Öfkelenmek normaldir... Hepimiz bir şeylere öfkeleniriz, sebebin ne olduğu önemli değil saçma da mantıklı da olabilir, kimin neye kızacağının ölçüsünü, zamanlamasını tespit etmek çok mümkün olamamaktadır. Kimi zaman kendimize bile şaşırıyor ve bunu neden yaptım diye düşünebiliyoruz. Tartışmalar, çözümleme süreçleri yadırganmaz, problemler çözüldükçe sevgilere güç katar. Ancak ortada şiddet içeren bir öfke varsa bu çözümsüzlüğe sürükleyen yanlış bir tavırdır . Güveni, insanlığı, saygıyı , sevgiyi, merhameti ve daha bir sürü güzel duyguyu yok eden bir durumdur.

Depresyon ve Tedavisi

 Kişinin kendini iyi hissetmemesi, ümitsiz, boş ve çaresiz bir ruh haline girmesi, yapmaktan hoşlandığı şeyleri ya da yeme, içme gibi sıradan günlük aktivitelerini dahi yapacak gücü kendinde bulamaması, yorgunluk hali olarak tanımlanan  depresyon , kişinin hayatını etkilediği gibi etrafındakilerle ilişkilerini de etkilemektedir.

Bebeğin Gelmesiyle Değişen Dünyamız

Bebeğimi dünyaya getirdiğimde kendimi çok acizleşmiş hissettim bunun yanında çok da güçlü olmaya başlamıştım. O kadar uykusuz geçen saatin ardından gün boyu uykum gelmemişti. Ona doya doya bakmak, o anları güzel değerlendirmek istiyordum. Çok değerli, özel ve duygu dolu anlar. Bebeğimi görünce inanamadım,o küçük şey karnımdan çıkıp benim dünyam oluvermişti. Yorgundu, dökülen derisi, yumuşak buruşuk vücudu o kadar savunmasızdı ki, ağlatmamak ve korumak için ne gerekiyorsa yapmak istiyor insan. Artık o bir anne ve babanın emaneti oluyor ve sorumluluğunuz altına giriveriyor.

Çocuklarla Seyahat Etmek

Seyahat; gidilecek yerin mesafesine, kalınacak süreye, kaç kişiyle olduğuna göre hazırlıkları değişen bir süreçtir. Çocuklarla seyahat ise ayrıntılı düşünülmüş, iyi planlanmış olmalıdır. Seyahat Çantası Nasıl Hazırlanır? Kaç çocuk varsa ona göre kaç çanta hazırlanacağı belirlenmelidir. Çocuklara ayrı ayrı sırt çantası hazırlamak ve ayrıca valizler almak iyi olacaktır. İklim şartlarına ve kalınacak süreye uygun kıyafetler hazırlanarak valize koyulmalı, şahsi eşyalar, yolculuk esnasında lazım olabilecekler, el altında bulunması gerekenler sırt çantalarında bulundurulmalıdır.

Sıkıntıdayken Nasıl düşünmeli?

Hüzün dalgası çarptıysa yüreğine, Ya Mevlâ'nı özlemişsindir ya da Mevlâ'n seni.. Mevlâ'yı özleyen gönül ya hüznü bekler, ya da hüzündedir. Bela, gam ve keder Mevlâ'nın sevdiklerine gösterdiği kamçıdır, vurdukça kendine çeker.. [caption id="" align="alignleft" width="302"] Dua, güller açtırır gönüllerde[/caption] Şuan içinde bulunduğun sıkıntı belki etmediğin duanın sonucudur, şu an içinde bulunduğun güzellikler belki de ettiğin duaların sonucudur. Şuan yapman gereken; içinde bulunduğun anı en güzel şekilde değerlendirmek ve geleceğine katkıda bulunacak dualar etmek. Geçmiş artık gelemez, gelecekse daha gelmedi.. Şuanın seni çok güzel bir geleceğe ulaştırabilir, o yüzden şuanın değerini bilelim, 'eğer' ve 'keşke'lerle değil de yapmamız gerekenler ve dualarla her anı değerlendirelim inşaALLAH.

Çocuğa Nasıl Tepki Verilmeli?

Bir çiçek gibi narin, kırılgan ve özel bakım isteyen çocuk yetiştirme mevzusu ihmali ve hataları kabul etmiyor. O nedenle bilinçli olunmalı ve anlık kararlar vermeye hazır olabilmek için küçük küçük pratikler yapılmalı. Çocukla oynamak, vakit geçirmek ve mutlu anlarında yanında olmak genelde zevk alınan ve istenilen durumlardır. Ancak istemediğimiz davranışlar gösterdiğinde, ağladığında, durmadığında ne yapmamız gerektiğini şaşırıp bocalayabiliriz ve çocuğun bu haliyle başa çıkmak zor gelebilir.

Çocuğa Kitap Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazandırılır?

Çocukların bir şeyi alışkanlık haline getirmesini istiyorsanız önce kendiniz yapmalı ve onun yapmasına destek olmalısınız. Ailenin yapmadığı ve model olmadığı bir şeyin çocuğun hayatında kalıcı olması zordur. Çocukların kitap okuması ve alışkanlık haline getirebilmesi için neler Yapmak Gerekir? Hamilelikten itibaren bebekle iletişim kurmak ve kitap okumak önemlidir. Çocuğun kitap okuma alışkanlığı edinmesi için bebeklikten itibaren kitapla irtibatlı olması sağlanmalıdır. Kitap okumayı sevdirmek için bebeklik döneminde bakabileceği, oynayabileceği tarzda bez kitaplar ve çeşitli bebek kitapları alımalıdır. Bu kitapların bazıları suya dayanıklı, ısırmaya uygun yapıda olabilmektedir. Böylece bebeğin dokunarak, ağzına sokarak oynaması sağlanır.

Fotoğraf Çekmek Güzeldir

Küçüklüğümden beri fotoğraf çekmeye karşı hep bir ilgim vardı. İleride güzel bir makinem olacağını ve güzel fotoğraflar çekeceğimi hayal ederdim. O zamanlar fotoğraf çekmek için telefonlar da yoktu. Evimizde bir tane fotoğraf makinesi vardı ve çok kıymetliydi. Alıp her yere götürmek mümkün olmazdı. Küçük de olsa bir fotoğraf makinem olmasını istemiştim, bir markette 16 liralık çamaşır deterjanının yanında hediye olarak verilen küçük bir makine vardı. Onu bari alayım bir şeyler çekerim diye hayaller kurmuştum. Satıldığı yere gittiğimde orada çalışan güleryüzlü bir abla "ona vereceğin paraya değmez, bende birinin hediyesi olan, hiç kullanmadığım bir fotoğraf makinesi var, sana onu vereyim bir bak, çalışıp çalışmadığını bilmiyorum." demişti. Nasıl sevinmiştim, içim içime sığmıyordu.

Değer Bilmek ve Değişim

Sürprizlerle dolu şu dünyada herkesin bir gün öleceğini biliyoruz ama kendimize ve sevdiklerimize ölümü uzak görüyoruz. Ölümü ve kaybedişleri yakın görseydik başka türlü davranırdık, kıyamazdık, doya doya sevmek için yollar arardık. Hayat çok kısa ve ölüm ummadığımız anda gelir. O halde hayatımızda değer verdiğimiz her kim varsa değer vermemiz ve her anı güzel değerlendirmeye çalışmamız gerekir. Kırdığımız kalpler ve mutlu ettiğimiz insanlar öylece hatırlıyor yaptıklarımızı, biz unutsak da birinin hayatında neleri değiştirdik, ne tür izler bıraktık bilemeyebiliyoruz. Öyleyse başkalarının sınırlarına müdahale ederken ve onlara bir şekilde dokunurken dikkatli olmamız ve en güzel şekilde iletişim kurmaya özen göstermemiz gerekir.

Umut- Hope - 소원

  [caption id="" align="alignleft" width="266"] 소원 [/caption] Umut; fakir ve yoğun bir ailenin yaşadığı bir olay sonucu birbirine tutunup mücadele etmelerini anlatan güzel bir Kore filmi.    Ailesi için çalışıp para kazanma telaşıyla evdekileri ihmal eden, ailesinin duygu ve hayatlarını görmeye vakti olmayan bir adam ve küçük kızlarının başına gelen olayın ardından ailesine ve kızına karşı artan ilgisi ve desteği ile değişen hayatlarının hikayesi. So- Won isimli kız çocuğunun başına gelen olaydan sonra psikolojisini düzeltmeye çalışırken babasıyla yaşadığı hüzünlü sahneler ve umut arayışları derin etkiler bırakıyor. Bir baba ve annenin çaresiz anları, pişmanlıklar, umut, çare arayışları, farkındalık, değişim ve aile olabilmek konularının işlendiği bir aile filmi.

Çocuğun Sorumluluk Duygusu Nasıl Geliştirilir?

Kişinin yaptıklarını ne amaçla yaptığını bilmesi, yaptıklarının ve kararlarının sonucunda kendisinin etkileneceğini bilerek ona göre adım atması süreci kişinin sorumluluk bilincini gösterir. Sorumluluk sahibi olmak özgüvenle de bağlantılıdır.  Özgüven ve sorumluluk duygusunun gelişimi bebeklikten itibaren ailenin söz, tavır, davranış ve çocuğa karşı tutumlarına göre şekillenir. Bu nedenle aile, çocuklarını bebeklikten itibaren kendi ayakları üstünde durabilen bir birey olarak yetiştirmeye yönelik tavır ve davranışlar içinde olmalıdır.   Bebeğin mamasını kendi elleriyle yemeye gayret etmesi, kaşığını tutarak yemesi ve daha fazla yemek istemezse zorlanmaması ve kendi tercihine göre yemeği yiyebilmesi gibi kendi kararlarını vermesine yönelik gelişim aşamaları doğru atlatılmalıdır. Yemeye, tabağı bitirmeye zorlanmamalıdır.   Ailenin çocuktur anlamaz diye düşünmemesi, hayatlarına çocuk girdiği andan itibaren kendi tavır ve davranışlarına dikkat etmesi, hem örnek şekilde davranmaya ...

İnsan Umutlarla Yaşar

Bazen umut ışığı çok parlak görünür ve hemen peşine takılıp gitmek isteriz. Umut bizim için çok önemlidir. Umudu kaybetmek çok şeyi kaybetmemize neden olur. Hayatımızda her türlü olumsuzluğa karşı umut bizi ayakta tutar. İnanmak, sevmek, umut gibi bize yaşama azmi ve güç veren duygulara sığınarak ileriye dönük adımlar atarız. Üzerimizde ağır yükler, olumsuzluklar varken umut ve olumlu düşüncelerle güçleniriz.

Öfke ve Gurur

Öfke insanın kendisi ve çevresi için çok yıkıcı bir güç olabilirken başarı için de tetikleyici olabilmektedir. Öfkeyi doğru kullanabilmek ve kontrol altına alabilmek çok önemlidir. Öfke gibi gurur da büyük sorunları beraberinde getirmektedir. Öfke ve gurur bir insanda bulunduğunda çözümsüz ve yıkıcı olaylara yol açabilmektedir. Gurur insanın yeni şeyler öğrenmesini bile zorlaştırmaktadır çünkü kendine güvendiği için sormayı gurur kırıcı bulabilmektedir. Öfkesiyle de gurur duyması insanın yaptıklarının sonucunu görmesini ve hatalarından ders alabilmesini engellemektedir.

Sekiz Saniye

Filmde başrolü oynayan Esra İnal'ın gerçek hayatta yaşadıklarından derlenmiş olan 8 Saniye filmi oldukça ilgi çekici. Filmde Esra'nın küçüklüğünden beri yaşadığı gel gitler, çıkmazlar, bilinmezlikler, mücadeleler ele alınıyor. Esra küçüklüğünden beri farklı rüyalar görüyor ve etkilenerek uyanıyor. Zamanla gerçek ve rüyalar birbirine karışmaya başlıyor. Geceleri rüya görmekten korktuğu için uyku problemleri başlıyor. Durumunu anlatmaya çalışsa da etrafındakiler pek ciddiye almıyor ya da anlayamıyor. Anlaşılamamak ve iletişim kuramamak Esra için hayatı yaşanmaz hale getiriyor.

Penceresi Kadar Düşer Bir Eve Ayın Işığı

[caption id="" align="alignright" width="320"] Olumsuz düşünce gerçeği bile yanlış gösterir insana[/caption] En büyük engel insanın kendi içindeki, zihnindeki ve düşüncelerindeki engeldir. Hayata bakan penceremiz kirli mi, bulanık mı, renkli mi ya da kırık mı? Hayata bakarken önce bizim penceremizin durumunu gözden geçirip ona göre değerlendirmemiz gerekir. Acaba gördüğümüz gerçek mi, biz doğru mu gördük, doğru mu algıladık... Herkes şöyle bir kendine bakıp düşünse hayat çok farklı olurdu. Şu an iyi değilim, duygusalım, kırgınım olayları doğru algılayamayabilirim. Şeklinde farklı duygu durumlarında olayları farklı algılayabileceğini düşünse ona göre bakar ve ona göre yorumlar.

Kapanan Kapı, Hayra Açılan Kapıya Vesile Olabilir, Bırak Zaman Göstersin!

Hüzünler ve ayrılıklarla dolu bu dünya hayatı... Her ayrılık, her hüzün insanı derinden sarssa da ayakta durmak ve hayata devam etmek gerekir. Yol uzun, meşakkat çoktur bu dünyada ve zorluk karşısında en doğru şekilde davranabilenler güzel sonuç alacak. Bazıları olanlar için başkalarını suçlar, bir şeyleri kırar hırsını başka şeylerden çıkarmak ister ama bu çözüm değildir. Adalet ya da güzel sonuç ne zaman elde edilir bilinmez. İnsana düşen elinden gelenin en iyisini yaparak doğru davranışlar sergilemektir. Kişi kimlerle, ne tür olaylarla karşılaşacağını bilemez ve bunlar hesaplanamaz da. Her şeye rağmen sevmekten ve güzel ameller işlemekten vazgeçmemeli insan. İnsan olmak bunu gerektirir. Yaralar alırız, iz kalır, acı çekeriz, unutamayız ama bütün yaşadıklarımızın anlamları vardır ve bize kazandırdıkları üzerine yoğunlaşarak doğru dersi alıp yolumuza devam etmeliyiz. Bazen olayların altındaki nedenleri görmek kolay olmaz, aciziz. Ama en azından sürekli olumsuz yanını düşünerek kendimi...

Bağırmayan Anneler Kitabı

Kitabı uzun zamandır duymama rağmen ancak okuma fırsatı buldum. Yalın, samimi anlatımı yanında yaşadıklarından kesitler sunarak annelik üzerine güzel bir kitap yazmış Hatice Kübra Toygar hanım. Bir insanın uygulamadığı şeyleri anlatıp başkasına tesir etmesi çok zordur. O nedenle uygulanıyor olması ve uygulanabilir şekilde anlatılması önemli. Toplumumuzda geçmişten gelen çok fazla yanlış bilgi ve uygulama var. Doğru bildiğini düşünenler araştırmadığı gibi bir de başkalarına bildiklerini empoze etmeye çalışıyor malum çoğu insan ebeveynliği tecrübe etmiş ve başkalarına söyleyeceği şeyler illa ki oluyor.

Siz Hangi Rolü Seçtiniz?

Hiçbir şey boşuna yaratılmamış bu hayatta. Bazısı yeniyken, bazısı eskiyken, bazısı küçükken bazısı olgunken kıymetli ama bir şekilde kıymeti oluyor. Tabi ki her şeyin kıymeti zamanında anlaşılamayabiliyor. Yazmaya kalksak bitiremeyeceğimiz kadar çok nimetle sarılmış etrafımız belki de çok olması ve hep olması bizi alışılmış hissetmeye, duyarsızlaşmaya sevk ediyor. Tabi ki bu durum da mutsuzluğa ve arayışlara yöneltiyor.

Bulutlar Gibi Oluruz Bazen

Düşünceler renkten renge sokar bizi. Bazen kara bulutlar gibi bazen uçup gideriz pamuk bulutlar gibi... Bazen bakanlar hemen anlar dağlara neler yansıttığımızı bazense çok derinlerde saklıdır yüklendiğimiz onca duygu ve düşünceler. Öyle kararız içimiz bazen. Ağlayıp boşalınca rahatlarız tıpkı bulutların yağmurla ☔ dolup yükünü boşalttığı gibi. Ağlamak yeşertir gönülleri, rahatlatır ve merhamete getirir insanı. Ağlayamayan ve anlatamayanlar için dert daha da büyür ve çeşitli sıkıntılar belirir. Kafamıza ve ruhumuza ağır gelen her ne varsa bir şekilde çözümleyip rahatlamamız gerekir. Çözümsüz kalan her şey bekledikçe katılaşır, zorlaşır. Duyguları değiştirme gücümüz var. İstemediğimiz duyguları yok edelim ya da değiştirelim yerine güzel duygular yerleştirelim.Duygular sık sık değişir ve yeri boş kalmaz. Giden duygunun yerini başka duygular doldurur. Önemli olan bilinçli olarak duyguları kontrol ederek istediğimiz duyguları yaşayabilmek. Değişen havalar gibi değişen ruh dünyamız, kışta ba...

Duygu Düşünce Davranış

 İnsanın benliğini oluşturan önemli faktörlerden duygu, düşünce ve davranış  aynı zamanda kişilerle ilişkileri ve toplumsal yapıyı da etkilemektedir. Birbiriyle bağlantılı olan bu üç kavramı ele alacak olursak; Düşünce Düşünceler sürekli dolaşır durur zihnimizde, bazen durdururuz, bazen dinleriz ama genellikle kontrol altında tutamayız. Bazen durup dinleriz iç sesimizi, o an farkında olmadığımız bir şeyi düşünmeye başladığımızı fark ederiz. Düşünceler iyi de kötü de olabilir ve sürekli değişim halindedir. Farkında olunduğunda bir süre bilinçli düşünebiliriz ve böylece düşüncelerimizi yönetmeye başlarız. Bir süre odaklanabiliriz ama insan zihni sürekli düşünceler üretir, sürekli düşünce geçişleri olur. Geçmişe, geleceğe ve umulmadık bir sürü zamana gider gelir, buna sebep olan maddi ve manevi bir sürü sebep olabilir. Bazen bir anlık düşünce hayatımızı etkiler, bir anda aklımıza gelen bir fikir, söylediğimiz bir söz ya da o anki algımız bir anda bizi ummadığımız yerlere sürükl...