Lezzetleri acılaştıran ölümü hatırlamak, acı anları lezzetlendiren ölümü unutmamak…
Uzun süren sıkıntılar, bitmeyecekmiş gibi geldiğinde büyür, uzun süren mutluluk yine üzüntü, bitme korkusu yaşatır ya da insanoğlu sıkılır.
Acılar, inişler çıkışlar güç verir insana ve mutluluk verir. Bitmesin deriz ama biz acaba hazır mıyız daimi mutluluk ve sevinçlere… Biz ayrılık, acı, başarısızlık ve mutsuzluklardan besleniyoruz ama anlayamıyoruz. Bitmez sanma her şey bitecek, bu hayat fani ve biterek anlamlanıyor bir sürü şey bu hayatta…
Yaşayacaklarımız için güçlendiriliyoruz. Güç bize gelecekteki zorluklarla baş edebilmek için verilmiş sabır meyveleridir. Zamanın yaraları saran yönünden faydalanmak lazım. Bazı gidenler bizim için hayırlar bırakmaktadır. Bazı gelenler gelirken sevinç getirse de perde arkası başka şeyler gizler. Her şeyi anlayamayız ama hikmetlerini düşünüp rahatlamak bizim elimizde…
Acılara tutunur insan bazen anılara tutunduğu gibi… Acılarından güç alır ve yarınlara hediyeler göndeririz acılarla paketlenmiş, ilerde paketten neler çıkar bilemesek de faydalanmayı bilene hayırlar vardır. Ben dediğimiz tek bir şey değildir. Geçmişte yaşanan, duyulan, görülen, sevilen, sevilmeyen bir sürü şeyin sıkıştırılmış ve zamanı gelince ortaya çıktığı gizemli bir varlıktır. Tek bir şey bekleme hatasına düşmeyiz zaten, benlerde ne çok şey gizlidir. Çözmeye çalışana gizli dünyalar açılan, çözdükçe zorlaşan, her bende farklı sürprizler barındıran, şifreli canlılardır.
Bilmek yetmiyordu bize, anlatmak da, doyumsuzluk her alana yayılmıştı ve iletişimde bile bizi yorar hale gelmişti. İletişim en ileri haline ulaşmış olmasına rağmen belki de en yetersiz olduğu dönemleri yaşıyor. Bu kadar çok yolla bu kadar, iyi iletildiği halde, iletişim sırları çözüldüğü halde anlatılan başka, anlanan başka, kırılmalar, darılmalar, beni anlamıyorsun diye kendini iletişime kapatmalar çok fazla… Neden bu hale geldik, neden bu kadar çok maskeler altında yaşar olduk,
Bir gün olmak istediğin yerde olabilirsin ama öncesinde yaşaman gerekenler vardır ve umudunla ayakta durman gereken zorlu günleri aşman gerekir. Yanında o an olması gerekenler görevlerini tamamlayıp uzaklaşır, onlara kızma gitmeleri gerekiyorsa kalmaları bir anlam ifade etmeyecektir. Zamanı dolan her şey ayrılıp gider, yanından ya da bu dünyadan… Özleyeceksin ama özlemlerdir, dertlerdir seni güçlendiren… Gittiğin her yere, sevdiğin her insana tutunma geçici ve bağlanmaya değmeyecek kadar kısa bir süre seninle ve fani. Özellikle çok sevdiğin gitmeye hazırlanır, sevdiğine pişman, sevdiğine düşman olursun ama kabahatin fazla sevmendir belki de…
Uzun süren sıkıntılar, bitmeyecekmiş gibi geldiğinde büyür, uzun süren mutluluk yine üzüntü, bitme korkusu yaşatır ya da insanoğlu sıkılır.
Acılar, inişler çıkışlar güç verir insana ve mutluluk verir. Bitmesin deriz ama biz acaba hazır mıyız daimi mutluluk ve sevinçlere… Biz ayrılık, acı, başarısızlık ve mutsuzluklardan besleniyoruz ama anlayamıyoruz. Bitmez sanma her şey bitecek, bu hayat fani ve biterek anlamlanıyor bir sürü şey bu hayatta…

Yaşayacaklarımız için güçlendiriliyoruz. Güç bize gelecekteki zorluklarla baş edebilmek için verilmiş sabır meyveleridir. Zamanın yaraları saran yönünden faydalanmak lazım. Bazı gidenler bizim için hayırlar bırakmaktadır. Bazı gelenler gelirken sevinç getirse de perde arkası başka şeyler gizler. Her şeyi anlayamayız ama hikmetlerini düşünüp rahatlamak bizim elimizde…
Acılara tutunur insan bazen anılara tutunduğu gibi… Acılarından güç alır ve yarınlara hediyeler göndeririz acılarla paketlenmiş, ilerde paketten neler çıkar bilemesek de faydalanmayı bilene hayırlar vardır. Ben dediğimiz tek bir şey değildir. Geçmişte yaşanan, duyulan, görülen, sevilen, sevilmeyen bir sürü şeyin sıkıştırılmış ve zamanı gelince ortaya çıktığı gizemli bir varlıktır. Tek bir şey bekleme hatasına düşmeyiz zaten, benlerde ne çok şey gizlidir. Çözmeye çalışana gizli dünyalar açılan, çözdükçe zorlaşan, her bende farklı sürprizler barındıran, şifreli canlılardır.
Bilmek yetmiyordu bize, anlatmak da, doyumsuzluk her alana yayılmıştı ve iletişimde bile bizi yorar hale gelmişti. İletişim en ileri haline ulaşmış olmasına rağmen belki de en yetersiz olduğu dönemleri yaşıyor. Bu kadar çok yolla bu kadar, iyi iletildiği halde, iletişim sırları çözüldüğü halde anlatılan başka, anlanan başka, kırılmalar, darılmalar, beni anlamıyorsun diye kendini iletişime kapatmalar çok fazla… Neden bu hale geldik, neden bu kadar çok maskeler altında yaşar olduk,
Bir gün olmak istediğin yerde olabilirsin ama öncesinde yaşaman gerekenler vardır ve umudunla ayakta durman gereken zorlu günleri aşman gerekir. Yanında o an olması gerekenler görevlerini tamamlayıp uzaklaşır, onlara kızma gitmeleri gerekiyorsa kalmaları bir anlam ifade etmeyecektir. Zamanı dolan her şey ayrılıp gider, yanından ya da bu dünyadan… Özleyeceksin ama özlemlerdir, dertlerdir seni güçlendiren… Gittiğin her yere, sevdiğin her insana tutunma geçici ve bağlanmaya değmeyecek kadar kısa bir süre seninle ve fani. Özellikle çok sevdiğin gitmeye hazırlanır, sevdiğine pişman, sevdiğine düşman olursun ama kabahatin fazla sevmendir belki de…
Yorumlar
Yorum Gönder