
Her gün yaşanan bu dönüşümlere öyle alışmışız ki şaşırmıyoruz, farklı bir şey olmasını da beklemiyoruz. Arada bizi uyaran sarsıntılar olsa da çabuk unutuyor, yolumuza devam ediyoruz.
İmtihan olacağımızı ve bir gün bu dünyadan gideceğimizi biliyoruz ama ne zaman olduğunu bilmemek olacakları unutturuyor bize. Her gelecek yakındır ama biz uzaktan bakıyoruz. Bu unutmuşluğun arasında bir de uzun emeller, baki hayaller kurmaya ve dünyada tutunmaya çalışıyoruz. Dünya bir gün bizi kapı dışarı edecek ama biz ona sımsıkı sarılıyoruz. O bizi kovmadan biz onu gönlümüzden çıkarmalı, gitmeye hazır bir şekilde yaşamalıyız. Her ölüm ansız her can hazırlıksızdır.
Aklımızda neler, kafamızda ne dertler, kalbimizde hangi sevgiler, hayallerimizde neler varken ölüm gelir bilemeyiz. Bu yüzden hayatımızı ona göre tanzim edip dikkatli yaşamalıyız.
Bir şeye ne kadar hazırsak gelişine, oluşuna, varlığına o kadar kolay alışır ve kabulleniriz.
Her yeni eskir, her canlı ölür. Bir şeyi en güzel kutularda da saklasak eninde sonunda bozulur, değişir, eskir, öyle yaratılmışız.
Her şey bir yere doğru gidiyor durdurmak mümkün değil. Sürekli dolup boşalıyor dünya... Çok kalanlar da pişman, yorgun, fazlası da zarar. Az kalan için de geridekiler üzgün.
Ağaçta meyvenin ve yaprağın olgunlaşsa da olgunlaşmasa da vakti gelince düşmesi, yıpranması ya da çürümesi gibi ecelin gelişi de neye göre hangi vakitte olur bilemeyiz.
Allah hayırlı ömür, hayırlı ölüm nasip etsin, rızasına uygun yaşamayı nasip etsin amin. Hayırlı geceler 🌹
Yorumlar
Yorum Gönder