Sürekli aynı saatlerde aynı şekilde yapılan şeyler zamanla yataylık, durağanlık getirir. Yatay negatiftir ve uzun süre negatifin devam etmesi kişinin hayatına pozitifi çeker. Aşırıya gidilen konuda zıddı doğmaya başlar.
Pozitif; aktif, hareketli olandır. Bu hareket bir kaza, kayıp, iflas, ani bir olay ve öfke olabilir. Uzun süre harekete geçemeyen, bir yönü yatayda kalan kişiler kendisini öfkelendirecek olay ve kişileri hayatına davet eder.
Her sabah kahve içen bir insan zamanla bunu otomatik şekilde yapmaya başlar. Rutine girer, durağanlık oluşur. İstemese de alışkanlık oluştuğu için içmek zorunda kalır. Bu durum zamanla keyif vermemeye başlar.
İşleri planlı, disiplinli yapmak güzeldir ancak aynılık yataylık getirir. Ara sıra küçük değişiklikler yapmak, farklı perspektifler katmak, tat katacak yenilikler yapmak rutini bozacaktır.
Namazın saatleri her gün değişir. Her namazı aynı kılmamak, her seferinde yenilenerek kılmak gerekir. Saatlerini bile takip etmek yenilik katıyor, uyanık olmayı sağlıyor. Aynı saatte kalsaydı dikkatini vermeden durağan bir şekilde ibadet yapmaya devam ederdi insan.
İnsan zihni, benzerleri birbirine ekleyip kategorize etmeyi seviyor. Dün yapılan etkinliği bugün de yapınca aynısının devamı gibi algılıyor. Bugünü dünün devamı zannediyor. Oysa her yeni gün yeniden başlıyor. Her an yeniden yaratılıyor her şey.
Değişiklik yapılmazsa zamanla tat alamama, sıkılma, heves kırılması, yerinde saydığını hissetme ve yetersiz hissetme gibi pek çok durumla karşılaşılabilir.
Yaptığımız her işe, uyandığımız her yeni güne ilk kez görüyormuş gibi hayret ve hayranlıkla bakarak, yenilikler ekleyerek, bazı değişiklikler yaparak kendi aromamızı katarak özen gösterirsek süreç de sonuç da daha keyifli bir hal alır. Her şeyde olduğu gibi ne aşırı hareket ne aşırı durağanlık... Nerede aşırıya gittiysek fark edip dengede kalmak kıymetli.
Yeniye yeniden bakarak yenilenen, tatla buluşan, buluştuklarından memnun olan olalım.
Yorumlar
Yorum Gönder