Ana içeriğe atla

Geçip giden zamanları hu huu bir yerlerde bulsak

Bugün arkadaşım yıllar önce ona yazdığım bir notun resmini gönderdi. Geçmişten gelen bir duygu ve bugün gördüğümde iki anın toplamından ortaya çıkan duygular. Geçip gidenleri özlemek mi, değişmeyen bir şeyler olduğunu görmek mi, her şeye rağmen yaşıyoruz düşüncesi mi? Nedir insana eski bir nottan gelen ruh halini yaşatan. Notu yazan bendim, saklayan o. Anıları severim, anılar bırakmayı da severim. Yıllar geçse de orada kalan güzellikler ışığını saçar. Bir yandan da hüzün katar her geçen yıla.
Son yıllarda o kadar şey değişti ki. Hayatımdan gidenler, katkı olanlar, içimden geçip gidenler ve ben diyorum hâlâ. O eski ben ve şimdiki ben arasında dağlar var. İnsan önce kendini olabileceği her hali kucaklayarak kadar sevebilmeli ki etrafındakileri de kucaklayabilsin. Neleri aştık, ne dağlar yol oldu, ne dereler topraklarla doldu, ne ulaşılmazlara ulaştık, ne yakınlar uzak oldu. Her şeye rağmen yaşamak güzel. Anlatacak hikayelerim bitmedi henüz... Candan Erçetin'in şarkısı geldi hemen fona. Evet ummadığımız neler geldi başımıza ama yaşadık, yaşanıyormuş. O yüzden olmamış şeyleri düşünüp gözünde büyütüp korkmanın faydası yok. Zamanı gelince bize sunulan her şeyi bir şekilde yaşayıp eritmeyi başarıyoruz. Kendimizdeki gücü küçük görmememiz gerek. Zor ve kötü gördüklerimizi büyütmek sadece gücümüzü azaltır, onun yerine güzel, iyi ve kolay olanlara odaklanıp onları büyütmek en güzeli. 

Yorumlar