Ana içeriğe atla

Kayıtlar

dönüşüm etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Rutin bir hayat neler getirir?

Sürekli aynı saatlerde aynı şekilde yapılan şeyler zamanla yataylık, durağanlık getirir. Yatay negatiftir ve uzun süre negatifin devam etmesi kişinin hayatına pozitifi çeker. Aşırıya gidilen konuda zıddı doğmaya başlar. Pozitif; aktif, hareketli olandır. Bu hareket bir kaza, kayıp, iflas, ani bir olay ve öfke olabilir. Uzun süre harekete geçemeyen, bir yönü yatayda kalan kişiler kendisini öfkelendirecek olay ve kişileri hayatına davet eder. Her sabah kahve içen bir insan zamanla bunu otomatik şekilde yapmaya başlar. Rutine girer, durağanlık oluşur. İstemese de alışkanlık oluştuğu için içmek zorunda kalır. Bu durum zamanla keyif vermemeye başlar. İşleri planlı, disiplinli yapmak güzeldir ancak aynılık yataylık getirir. Ara sıra küçük değişiklikler yapmak, farklı perspektifler katmak, tat katacak yenilikler yapmak rutini bozacaktır. Namazın saatleri her gün değişir. Her namazı aynı kılmamak, her seferinde yenilenerek kılmak gerekir. Saatlerini bile takip etmek yenilik katıyor...

Çocukken Seyrettiklerini farkındalıkla dönüştürebilirsin

Bir kız çocuğu düşünün, doğduğu evde kurban hisseden bir anne var, yaşadığı yer, evliliği, imkanları nedeniyle annesini, babasını suçluyor, eşini suçluyor. Seçim ve onay hakkı yokmuş gibi dışarıyı suçlayarak şikayet ediyor. Benzer şekilde etraftaki ebeveynlerin de başkalarını suçladığını seyrediyor. Devleti, çevredekileri, aileleri, kurumları, dünyayı beğenmiyor ve şikayet ediyorlar. Küçükken seyrettiği dünya böyle olunca o da başlıyor her şeyde dışarıyı suçlamaya. Çocukken onun için seçimler yapan, onun yerine karar veren ailesini suçlayarak kendi iradesini görmezden geliyor. Büyüdüğünde de bu hali bırakamazsa ve idrak edemezse ebeveynleri gibi dışarıyı suçlayan ve seçimlerinin sorumluluğunu almayan birine dönüşüyor. Sonra çocukları oluyor ve biliyor ki büyüyünce çocukları da onu suçlayacak. O yüzden tüm önlemleri alıp çocukları için fedakarlıklar yapıp gelecekte suçlanmamak, pişman olmamak için her şeyi kontrol altına almaya çalışıyor. Yaşadığımız her olay kendi onayımızl...

İnandığın Kadarını Yaşarsın

Değişime inanabildiği ölçüde değişiklikler oluyor insanın hayatında. Bazen öyle uzun geliyor ki yaşadıkları, hiç bitmeyecek, değişmeyecek zannediyor. Elinden bir şey gelmezmiş gibi. Kendini de şartları da yetersiz görme eğilimi oluyor. Bu durumda çaresizlik artıyor. Kendi görebildiği dar dünyada sıkışıp kalıyor. Dünyasının dışına çıkıp bakması pek de kolay olmuyor. Oysa geniş açıdan bakabildiğinde nelerin ona duvarlar ördüğünü görebilir ve bir anda her şey değişebilir. Fazla düşünerek hayatı karmaşık hale getirebiliyor insan. Bazen daha basit düşünen, çok kurcalamayan için değişim daha kolay oluyor. Çok bilmek de yük olabiliyor. Bildiği şartlara bağlıyor. Bilmediğine kapalı olabiliyor. Bildiklerini bir kenara bırakıp yeniyi alabilen için yenideki deneyimleri almak daha kolay ve keyifli oluyor. Kasların geliştirildiği gibi konfor alanından çıkmak için de adım adım ilerleyip kaslarını geliştirebilir insan. Değişmek gerekli mi? Evet. Her şey değişim halinde. Hayat durağanlığı ...

İnsan davranışı neye göre şekillenir?

 İnsanın hayatında büyük öneme sahip olan  0- 6 yaş dönemi kişiliğimizin ve dünya görüşümüzün büyük oranda şekillendiği dönemdir. Bu dönemin öncesinden biz aktarılan bilgileri de alarak yolculuğa başlarız. Doğumla beraber artık hayatın içinde rol alarak öğrenmeye başlarız. Deneyip yanılarak, başkalarını gözlemleyerek pek çok konuda bilgi ediniriz. Anne ve babamız ilk rol modellerimizdir. Onların birbiriyle olan ilişkisi ve bizimle olan etkileşimi insanların ilişkisi hakkında bir şablon oluşturmamıza ve herkesi buna göre etiketlememize neden olur. Ne kadar çok insanla muhatap olursak o kadar çok gözlem yapıp kıyaslama fırsatımız olur. Ama bu bilgiler subjektif ve yanlış değerlendirmeye açık oluyor. Olumsuz ortamda büyüyen çocukların edindiği tecrübeler pek de iç açıcı olmuyor ve ileride karşısına çıkacak insanlarla nasıl iletişim kuracağını bu ilk deneyimleri belirliyor. Örneğin; babası annesine sürekli hakaret eden, ezen, değer vermeyen bir evde büyüyen çocuk. Şu tür inançlar ...

Hayatın Algoritması

Bizim seçimlerimiz, bakış açımız ve attığımız adımlarla şekilleniyor hayatımız. Bu bizim yaşadığımız her şeyin suçlusu olduğumuz anlamına gelmez. Ancak hayatımızın sorumluluğunu almamız gerektiğini gösterir. Sosyal medyada hangi konuda arama yapsak ya da hangi etiketleri kullanarak paylaşım yapsak karşımıza o konuya yönelik kaynaklar çıkar.  Hangi konuyla ilgilendiysek onunla ilgili reklamlar ve seçenekler sunulur. Baktıkça daha fazlası gelir. Bunu güzel kullandığımızda çok güzel imkanlar açılır önümüze.