İnsanın hayatında büyük öneme sahip olan 0- 6 yaş dönemi kişiliğimizin ve dünya görüşümüzün büyük oranda şekillendiği dönemdir. Bu dönemin öncesinden biz aktarılan bilgileri de alarak yolculuğa başlarız. Doğumla beraber artık hayatın içinde rol alarak öğrenmeye başlarız. Deneyip yanılarak, başkalarını gözlemleyerek pek çok konuda bilgi ediniriz.
Anne ve babamız ilk rol modellerimizdir. Onların birbiriyle olan ilişkisi ve bizimle olan etkileşimi insanların ilişkisi hakkında bir şablon oluşturmamıza ve herkesi buna göre etiketlememize neden olur. Ne kadar çok insanla muhatap olursak o kadar çok gözlem yapıp kıyaslama fırsatımız olur. Ama bu bilgiler subjektif ve yanlış değerlendirmeye açık oluyor.
Olumsuz ortamda büyüyen çocukların edindiği tecrübeler pek de iç açıcı olmuyor ve ileride karşısına çıkacak insanlarla nasıl iletişim kuracağını bu ilk deneyimleri belirliyor.
Örneğin; babası annesine sürekli hakaret eden, ezen, değer vermeyen bir evde büyüyen çocuk. Şu tür inançlar geliştirir; erkek kadına değer vermez, kadın değersizdir, insanlar kızınca bağırır, hakaret eder, hata yapanı cezalandırmak gerekir, insanları ezerek onlarla iletişim kurmalıyım, bağırırsam beni anlarlar, insanlarla anlaşmak zor ... buna benzer pek çok bilinçaltı kaydı oluşuyor. Bebeğin cinsiyeti ve özelliklerine göre aldığı kayıtlar değişebilir. Sonrasında deneyimleri de bunu desteklerse bu inançlara tutunmaya devam eder ve böyle bir kişilik şablonu oluşturur. Bunları tespit edip dönüştürmek mümkün. Farkındalık da çoğu şeyi değiştirir. İnsanlar kendine has özellikleri olan ve neye nasıl tepki geliştireceği belli olmayan canlılar olduğu için herkesi kendi açısından değerlendirmek gerekir. Kişi kendine ve hayatına farklı açıdan bakmaya başlayınca etrafındakilerin ona karşı olan tavrı da değişmeye başlıyor.
Kişinin istemesi, hayatı için sorumluluk alması ve adım atması çok önemli. Değişim ve dönüşüm hayat kurtarır.
Yorumlar
Yorum Gönder