Herkes hayatı kendi filtrelerinden süzerek algılar ve kendi penceresinden bakar. Olumlu bakmak ve olumlu düşünmek çok önemlidir ancak olumlamalar derinden gelmiyorsa eksik kalır.
Hayat güzel, insanları seviyorum, her şey çok iyi deyip dursanız öyle bakmaya çalışsanız da zor bir aileden geldiyseniz, büyükleriniz kıtlık, zorluk ve sorunlarla yaşadıysa, kötü deneyimlere sahipseniz, hayatın kolay ve güzel olduğuna inanmanız kolay olmayacaktır.
Sözlerinizle zorlasanız da bilinçaltı kayıtları dönüştürülmediyse onlar sürekli baskı yapmaya ve sizi aşağıya çekmeye devam edecektir.
DNA; nesilden nesile kayıtların depolandığı bir hafıza kartı gibidir. Nesiller deneyimlerini, düşüncelerini, inançlarını ve duygularını sonraki nesillere aktarır. Hayatımızda bize ait olmayan pek çok duygu ve inanç vardır. Biz aktüel olmayan pek çok kaydı taşımaya devam ederiz ve bunlar bizi zorlar.
Bilinçaltı dönüşümü ve atalardan gelen kayıtlarla ilgili pek çok teknikle çalışma yapılabilmektedir. Bu çalışmalarla kişi ferahlıyor, zihninde gereksiz yere dönüp duran düşüncelerden arınıyor ve hayatına yön vermesi kolaylaşıyor.
Kişinin kendine ait olmayan ya da şu an işine yaramadığı halde üzerinde taşıdığı yükler ağırlık yapıyor, yaşam enerjisini düşürüyor, dileklerinin gerçekleşmesini zorlaştırıyor ve sebepsiz ağrılarla uğraşmak zorunda kalabiliyor.
Ne yaşıyorsak bunlar bize bir şeyler öğretmek içindir ve öğrenip deneyimi tamamladığımızda o döngüden kurtuluruz. Eğer deneyimlerden öğrenmek yerine darılır ve kaçarsak o zaman hayatımızda başka kişilerle aynı olay tekrar eder ve bir döngüye gireriz. Bu döngüleri fark etmek bile dönüşüm için güzel bir adımdır.
Hayatınızı gözlemleyin, düşünce ve duygularınızı anlamaya çalışın. Bedeniniz ve ruhunuz size çeşitli şekillerde mesajlar verir bunları duymak ve görmek yolunuzu aydınlatacak. Sevgiyle kalın..
Yorumlar
Yorum Gönder