Ana içeriğe atla

Kayıtlar

insan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Karanlık ve Aydınlık

Gözlerimiz kamera gibi neye çevirirsek ona odaklanır ve kaydeder. Herkesi görürüz de kendimizi görmekten aciziz. Özellikle de yüzümüzü görmek için başka araçlara ihtiyaç duyarız.  Bir olayı yaşarken o anın derinliği ve yükselen duyguların bulanıklığı içinde bazı şeyleri algılayamayabiliyoruz. Bulutlar biraz dağılınca zihnimiz netleşmeye başlıyor, biraz zaman biraz sakinlik ve uzaklaşmanın ardından doğru düşünmeye başlıyoruz.  Etraf karanlıkken göremeyiz, o an her şey korkunç ve belirsiz gelebilir. Ve o karanlığı kötü olarak adlandırırız. Kızarız, değiştirmek isteriz.  Aynı karanlık bazen saklanmak için iyidir. Bazen fotoğrafın güzelliğini ortaya çıkaran güzel bir fon olur.  Geceleri yeni güne hazırlayan perde olur. Uyuyup dinlenmek için, yeniden toparlanmak için vesile olur.  Işığın güzelliğini ve önemini anlamamız için zıddını görmeye ihtiyacımız vardır.  Aslında ışığı oluşturan karanlıktır. Karanlık olmasa aydınlık da olmazdı. Aydınlığın önemi...

Parayla İlişkin Nasıl?

  Para tanımın nedir? Para senin için ne ifade ediyor? Parayla yaptığın ilk alışverişin nasıldı? Parayla ilgili tekrar ettiğin cümleler neler? Photo by Igal Ness on Unsplash Kişinin parayı tanımlayışı, parayı nasıl gördüğü parayla ilişkisini belirler. Maddeye, bedene, anneye ve kadınlığa bakışı paraya bakışı hakkında bilgi verir. Parayla ilk teması ve parayla ilgili anıları da parayı kullanma şeklini etkiler. Para zor kazanılır, para zor zamanlar içindir, para bize gelmez, ancak çok çalışırsak, topraktan kazanırsak zengin oluruz, para elinin kiridir, çok para kirli olur, para hemen biter, para bizi bozar  gibi atalardan aktarılan ve kendi deneyimleriyle de desteklenen kısıtlayan inançları kişinin paraya bakışını ve parayı kullanma alışkanlığını etkiler. Sen parayla ilgili ailenden neler duydun? Neler gördün? Parayla ilgili seni etkileyen ne tür anıların var? Şimdi çok paran olsa ne yapardın? Mesele kaynaklarımızı nasıl kullanacağımız. Zamanını, enerjisini ve parasını saça...

Bırak Yağmur Yıkasın Seni

 Sıcak bir sabaha uyanmışken bir anda başlayan ferahlatıcı yağmuru izliyorum şimdi. Başka bir konuda yazmak için oturmuştum ancak yağmurun hatırlattıklarıyla şöyle bir geçmiş turu yapıp geldim. En iyisi bu konuyu yazayım dedim. Eskiden yağmuru çok severdim. Yağmur yağdığında içimdeki hüzünleri, hazretleri, ağlama hissini sanki benim yerime ağlayıp onlar giderirdi. İçime su serptin deyimi de böyle bir hali anlatıyor olmalı. O sıralar yağmur içime su serperdi. Karadeniz’de yaşadığım için de bol bol yağmurla buluşurdum. Sonra Karadeniz’in bir köşesinde olsa da o kadar yağmur almayan Karabük’te çalıştım. Oranın havası kuru ve sert. Yazın yeşil ve güzel olsa da sonbahar ve kışta kurak bir iklime dönüşüyor. Fabrikanın savurduğu tozlar da her yere saçılıp is bırakıyor. Balkonlar hemen kirlenirdi. Açık camlardan giren siyah tozlar evi kaplardı. İnsanların cildini, burnunu kaplayıp kurutan tozları da tahmin edersiniz. İş yerinde küçük bir mescit vardı. Önde erkeklerin bölümünde pencere vard...