Ana içeriğe atla

Kayıtlar

anı yaşa etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bugün Yepyeni Bir Gün

Her yeni gün yeni bir sayfa açıyorken hayatımızda, biz önceki sayfaları okumuş, ezberlemiş biri olarak hepsinin yüküyle yazıyoruz yeni sayfaları da. Dün kime kızmışsak, kimi seviyorsak, neyden etkilendiysek hepsini doldurup heybemize bugünü de onlarla birleştirerek bakıyoruz yeni gelişmelere. Sanki düne kadar olan her şeyi kaydettiğimiz bir gözlük var ve o gözlükle o kayıtların arasından bakıyoruz. Öyle olunca da şu an olan şeyleri dünün lekesiyle görüyoruz. Tek başına bir anlam ifade etmiyor dünle anlam kazanıyor yeni olaylar. Biliyoruz ki bugün olan burada kalmayacak yarına ve sonraki günlere taşımacak. Bunun ağırlığı ve sorumluluğu ile yazışıyoruz. Bazen bunu bilmek ağır geldiği için kaçıyoruz, inkar ediyoruz kendi içimizde. Ama biliyoruz ki yükümüz her geçen gün ağırlaşacak. Silinmiyor çünkü. Tüm sekmeler açık kalıyor. Dönüp dönüp bakıyoruz. Beyin bazılarını siliyor. Bazıları tekrar hatırlanmamak üzere gidiyor. Ancak unutsak da bir şeyler kalıyor geride. Belki bir iz be...

İçimizdeki alem

İçimizde duyulmayı, görülmeyi bekleyen hediyeler gizli. Bazıları karanlıklarda, boşluklarda, bazıları doluluğun içinde gizli. Herkesin kendine özgü alemi var, içerideki hazineleri görmek kendine bağlıdır. Başkası bizim içimizdeki dünyaya erişemez, destek olur, yol gösterir ama kalbimizin derinliklerinin anahtarı kendimizdedir. Herkes kendi içindeki mağaralardan mesuldür.  İnsan bazen uzaklarda arıyor, uzaklaştıkça boşluğun arttığını fark etmeyebiliyor. Bir an gelip de kendine doğru yolculuğa çıkarsa işte o zaman boşlukları dolduranın yakınlık olduğunu, içindeki alemde gizli hazineler olduğunu görmeye başlıyor.  Gördüğümüz her şeye, yaşadığımız her olaya duygularımızı katarız. Sonra dönüp baktığımızda duygular yön verir nasıl tepki vereceğimize. Duygu; anı yavaşlatır, uzatır. Duygular olmasaydı hızlıca, fark etmeden geçip giderdi zaman. Durup düşünmemizi, yavaşlamamızı sağlayan duygularımız bazen bize çok ağır gelir, bazen kuş gibi hafif oluruz. Otobüsle giderken hı...

Kokuların Gücü Adına

İnsanların size ne yaşattığını unutabilirsiniz ama ne hissettirdiğini asla unutamazsınız şeklinde bir söz duymuştum. Çok doğru bir söz. İnsanlara, anılara bakınca bir çok şey hissederiz, anılar tazelenir ama ayrıntılar aklımızda olmayabilir. Buna rağmen hisler kolumuzdan tutup çekiştirir; o seni çok üzmüştü, kırmıştı, çok mutlu etmişti, çok seversin onu... Bir sürü düşünce duygulara, duygular da düşüncelere gerekeni hatırlatır. Bir ses, bir yer, bir tat, bir koku yılları, ayları bir anda şimdiye getirir. Kendinizi başka bir mekanda, başka bir anda hissedersiniz. Ne büyülü andır o.

Sen seç

Şu an Türkiye'nin ve dünyanın her yanında bir sürü sıkıntılı insan var, kimisi hastalıkla boğuşuyor, kimisi zulme maruz kalmış, kimisi ölen yakınına ağlıyor, kimisi ayrılık acısı çekiyor, kimisi ölüm döşeğinde ve buna benzer bir sürü şey yaşanıyor. Peki biz ne kadarını biliyoruz, duyuyoruz? Ne kadarının farkındayız?

Öyle bir geçer zaman ki

Usulca perdeyi araladı genç kadın, dışarıdan gelen esintinin verdiği huzuru içine çekti. Sevgi bekleyen küçük kedicikle göz göze geldi. Sevgiyle baktı... Daha bir yıllık evliydi, özenle seçtiği perdeler, severek seçtiği eşyalar ona umut veriyordu. Güzel anılar biriktirmeliydi. Güle güle eskitmeliydi. Derin düşüncelere dalmış gülümserken içeriden gelen bebeğinin sesiyle irkildi. Zaman ne kadar da hızlı geçiyordu. Daha dün karnındaydı şimdi hayatının her anı haline gelmişti minik bebeği. O da büyüyecek yıllar sonra bu eve, eskiyen eşyalara, hatıralara, gidenlere, geçen zamana bakıp derin düşüncelere dalacaktı. Öyle değişik bir dünyaydı bu işte...

Değer Bilmek ve Değişim

Sürprizlerle dolu şu dünyada herkesin bir gün öleceğini biliyoruz ama kendimize ve sevdiklerimize ölümü uzak görüyoruz. Ölümü ve kaybedişleri yakın görseydik başka türlü davranırdık, kıyamazdık, doya doya sevmek için yollar arardık. Hayat çok kısa ve ölüm ummadığımız anda gelir. O halde hayatımızda değer verdiğimiz her kim varsa değer vermemiz ve her anı güzel değerlendirmeye çalışmamız gerekir. Kırdığımız kalpler ve mutlu ettiğimiz insanlar öylece hatırlıyor yaptıklarımızı, biz unutsak da birinin hayatında neleri değiştirdik, ne tür izler bıraktık bilemeyebiliyoruz. Öyleyse başkalarının sınırlarına müdahale ederken ve onlara bir şekilde dokunurken dikkatli olmamız ve en güzel şekilde iletişim kurmaya özen göstermemiz gerekir.

Bulutlar Gibi Oluruz Bazen

Düşünceler renkten renge sokar bizi. Bazen kara bulutlar gibi bazen uçup gideriz pamuk bulutlar gibi... Bazen bakanlar hemen anlar dağlara neler yansıttığımızı bazense çok derinlerde saklıdır yüklendiğimiz onca duygu ve düşünceler. Öyle kararız içimiz bazen. Ağlayıp boşalınca rahatlarız tıpkı bulutların yağmurla ☔ dolup yükünü boşalttığı gibi. Ağlamak yeşertir gönülleri, rahatlatır ve merhamete getirir insanı. Ağlayamayan ve anlatamayanlar için dert daha da büyür ve çeşitli sıkıntılar belirir. Kafamıza ve ruhumuza ağır gelen her ne varsa bir şekilde çözümleyip rahatlamamız gerekir. Çözümsüz kalan her şey bekledikçe katılaşır, zorlaşır. Duyguları değiştirme gücümüz var. İstemediğimiz duyguları yok edelim ya da değiştirelim yerine güzel duygular yerleştirelim.Duygular sık sık değişir ve yeri boş kalmaz. Giden duygunun yerini başka duygular doldurur. Önemli olan bilinçli olarak duyguları kontrol ederek istediğimiz duyguları yaşayabilmek. Değişen havalar gibi değişen ruh dünyamız, kışta ba...