Ana içeriğe atla

Yaşamak bir su gibi...

 


Renkleri kucaklayabildiğimiz kadar içimize alırız hayatı, havayı soluyabildiğimiz kadar. 

Yaşamı hissedebildiğimiz kadar var oluruz,

Anları doldurabildiğimiz kadar özenli.


Sevebildiğimiz kadar doldururuz kalbimizi,

Alabildiğimiz kadar verilir,

İnandığımız kadarını yaşarız,

Bakabildiğimiz kadar görürüz,

Anlayabildiğimiz kadar anlaşılırız,

Dinleyebildiğimiz kadar dinleniriz.


Yalnız kalabildiğimiz kadar içeriye açılırız,

Kucaklayabildiğimiz kadar kucaklanırız.

Kendimizden kendimize yansıyan aynaları okuyabildiğimizde kimseyle meselemiz kalmaz, kendimizden kendimizi görürüz.

Alemi seyretmek için içimize, içimizi seyretmek için de aleme bakarız.

Alem ademde gizli, adem alemde.

Kendimizi tanımak ve geliştirmek için insanlarla iletişime ihtiyacımız var. Aynalar olmadan kendimizi göremeyen bir yapıdayız.

Birliğin bütünlüğün içimizde yeşerttiği güzelliklerin bilgisini alabilmek; şu anda olabilmekle mümkün.

Şu anda olabilmek de; bedenimizde burada yaşanan halin içinde olabilmekle mümkün.

Bedende olabilmek için geçmişe, geleceğe, olaylara takılıp kalmadan, savrulmadan, anla akabilmek gerek.

Su gibi akıp geçebilmek taşların üzerinden, yanından, kıvrılarak, coşarak, yavaşlayarak an içinde gereken hal ve durumları yaşayıp devam edebilmek. 

Yolculuk yükleri atarak yeniye yeniden kök salarak kolaylaşacak.

Yumuşaklıkla, kolaylıkla bırakıp yeniyi alabilen olalım.

Sevgiyle, tat alarak, memnun olarak, özümüzü duyarak, şimdi hemen burada an içerisinde özenle yaşayan olalım.

Yorumlar