Ana içeriğe atla

Kayıtlar

şimdi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bugün Yepyeni Bir Gün

Her yeni gün yeni bir sayfa açıyorken hayatımızda, biz önceki sayfaları okumuş, ezberlemiş biri olarak hepsinin yüküyle yazıyoruz yeni sayfaları da. Dün kime kızmışsak, kimi seviyorsak, neyden etkilendiysek hepsini doldurup heybemize bugünü de onlarla birleştirerek bakıyoruz yeni gelişmelere. Sanki düne kadar olan her şeyi kaydettiğimiz bir gözlük var ve o gözlükle o kayıtların arasından bakıyoruz. Öyle olunca da şu an olan şeyleri dünün lekesiyle görüyoruz. Tek başına bir anlam ifade etmiyor dünle anlam kazanıyor yeni olaylar. Biliyoruz ki bugün olan burada kalmayacak yarına ve sonraki günlere taşımacak. Bunun ağırlığı ve sorumluluğu ile yazışıyoruz. Bazen bunu bilmek ağır geldiği için kaçıyoruz, inkar ediyoruz kendi içimizde. Ama biliyoruz ki yükümüz her geçen gün ağırlaşacak. Silinmiyor çünkü. Tüm sekmeler açık kalıyor. Dönüp dönüp bakıyoruz. Beyin bazılarını siliyor. Bazıları tekrar hatırlanmamak üzere gidiyor. Ancak unutsak da bir şeyler kalıyor geride. Belki bir iz be...

Kokuların Gücü Adına

İnsanların size ne yaşattığını unutabilirsiniz ama ne hissettirdiğini asla unutamazsınız şeklinde bir söz duymuştum. Çok doğru bir söz. İnsanlara, anılara bakınca bir çok şey hissederiz, anılar tazelenir ama ayrıntılar aklımızda olmayabilir. Buna rağmen hisler kolumuzdan tutup çekiştirir; o seni çok üzmüştü, kırmıştı, çok mutlu etmişti, çok seversin onu... Bir sürü düşünce duygulara, duygular da düşüncelere gerekeni hatırlatır. Bir ses, bir yer, bir tat, bir koku yılları, ayları bir anda şimdiye getirir. Kendinizi başka bir mekanda, başka bir anda hissedersiniz. Ne büyülü andır o.

Öyle bir geçer zaman ki

Usulca perdeyi araladı genç kadın, dışarıdan gelen esintinin verdiği huzuru içine çekti. Sevgi bekleyen küçük kedicikle göz göze geldi. Sevgiyle baktı... Daha bir yıllık evliydi, özenle seçtiği perdeler, severek seçtiği eşyalar ona umut veriyordu. Güzel anılar biriktirmeliydi. Güle güle eskitmeliydi. Derin düşüncelere dalmış gülümserken içeriden gelen bebeğinin sesiyle irkildi. Zaman ne kadar da hızlı geçiyordu. Daha dün karnındaydı şimdi hayatının her anı haline gelmişti minik bebeği. O da büyüyecek yıllar sonra bu eve, eskiyen eşyalara, hatıralara, gidenlere, geçen zamana bakıp derin düşüncelere dalacaktı. Öyle değişik bir dünyaydı bu işte...