Ana içeriğe atla

Kayıtlar

duygu etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Olumsuzluklara fırsat verme

Bir düş kırılırken ne kadar ses çıkarır, peki ya bir kalp parçalarını ne kadar saklayabilir, bir yıkılış ne kadar aşağıya çeker, bir acı ne zamana kadar peşimizi bırakmaz, bir anı kaç yıl yaşar, bir yaşama kaç ölüm sığar... Sustukça çoğalır içimizde duygu ve düşünceler. Sormazsak bilemeyiz. Hep kendi kafamızda bulduğumuz cevapların sınırlarını zorlamaya çalışırız. Ne yaparsak yapalım bir başkasının kafasındakileri, duygularını, korkularını, biriktirdiklerini, kendi bakış açımızla ya da önyargılarımızla anlayamayız. Sormadan, dinlemeden iletişim kurduğumuzu zannederek bir yığın sorunu derin çukurlara gömeriz. Zamanla çukur derinleşir. Anlamak ve anlaşılmak zorlaşır. Başkasını anlamanın en güzel yolu onun kendisini açmasına, anlatmasına izin vermektir.

Nasırlaşan Duygular

Psikolog Harold Bessell şöyle bir benzetme yapmaktadır: "Ellerimizle çalıştığımızda nasırlarımız olur. Onlar elleri korur ve su toplamasını önler. Birisi duygusal olarak yaralandığında orası nasır gibi bir şeyle kaplanır. Bu orayı gelecek daha sonraki rahatsızlıklardan korur. Ama tabi tıpkı ellerdeki nasırlar gibi bu da cilt kadar hassas ve yumuşak değildir.

İnsan Umutlarla Yaşar

Bazen umut ışığı çok parlak görünür ve hemen peşine takılıp gitmek isteriz. Umut bizim için çok önemlidir. Umudu kaybetmek çok şeyi kaybetmemize neden olur. Hayatımızda her türlü olumsuzluğa karşı umut bizi ayakta tutar. İnanmak, sevmek, umut gibi bize yaşama azmi ve güç veren duygulara sığınarak ileriye dönük adımlar atarız. Üzerimizde ağır yükler, olumsuzluklar varken umut ve olumlu düşüncelerle güçleniriz.

Öfke ve Gurur

Öfke insanın kendisi ve çevresi için çok yıkıcı bir güç olabilirken başarı için de tetikleyici olabilmektedir. Öfkeyi doğru kullanabilmek ve kontrol altına alabilmek çok önemlidir. Öfke gibi gurur da büyük sorunları beraberinde getirmektedir. Öfke ve gurur bir insanda bulunduğunda çözümsüz ve yıkıcı olaylara yol açabilmektedir. Gurur insanın yeni şeyler öğrenmesini bile zorlaştırmaktadır çünkü kendine güvendiği için sormayı gurur kırıcı bulabilmektedir. Öfkesiyle de gurur duyması insanın yaptıklarının sonucunu görmesini ve hatalarından ders alabilmesini engellemektedir.

Penceresi Kadar Düşer Bir Eve Ayın Işığı

[caption id="" align="alignright" width="320"] Olumsuz düşünce gerçeği bile yanlış gösterir insana[/caption] En büyük engel insanın kendi içindeki, zihnindeki ve düşüncelerindeki engeldir. Hayata bakan penceremiz kirli mi, bulanık mı, renkli mi ya da kırık mı? Hayata bakarken önce bizim penceremizin durumunu gözden geçirip ona göre değerlendirmemiz gerekir. Acaba gördüğümüz gerçek mi, biz doğru mu gördük, doğru mu algıladık... Herkes şöyle bir kendine bakıp düşünse hayat çok farklı olurdu. Şu an iyi değilim, duygusalım, kırgınım olayları doğru algılayamayabilirim. Şeklinde farklı duygu durumlarında olayları farklı algılayabileceğini düşünse ona göre bakar ve ona göre yorumlar.

Siz Hangi Rolü Seçtiniz?

Hiçbir şey boşuna yaratılmamış bu hayatta. Bazısı yeniyken, bazısı eskiyken, bazısı küçükken bazısı olgunken kıymetli ama bir şekilde kıymeti oluyor. Tabi ki her şeyin kıymeti zamanında anlaşılamayabiliyor. Yazmaya kalksak bitiremeyeceğimiz kadar çok nimetle sarılmış etrafımız belki de çok olması ve hep olması bizi alışılmış hissetmeye, duyarsızlaşmaya sevk ediyor. Tabi ki bu durum da mutsuzluğa ve arayışlara yöneltiyor.

Bulutlar Gibi Oluruz Bazen

Düşünceler renkten renge sokar bizi. Bazen kara bulutlar gibi bazen uçup gideriz pamuk bulutlar gibi... Bazen bakanlar hemen anlar dağlara neler yansıttığımızı bazense çok derinlerde saklıdır yüklendiğimiz onca duygu ve düşünceler. Öyle kararız içimiz bazen. Ağlayıp boşalınca rahatlarız tıpkı bulutların yağmurla ☔ dolup yükünü boşalttığı gibi. Ağlamak yeşertir gönülleri, rahatlatır ve merhamete getirir insanı. Ağlayamayan ve anlatamayanlar için dert daha da büyür ve çeşitli sıkıntılar belirir. Kafamıza ve ruhumuza ağır gelen her ne varsa bir şekilde çözümleyip rahatlamamız gerekir. Çözümsüz kalan her şey bekledikçe katılaşır, zorlaşır. Duyguları değiştirme gücümüz var. İstemediğimiz duyguları yok edelim ya da değiştirelim yerine güzel duygular yerleştirelim.Duygular sık sık değişir ve yeri boş kalmaz. Giden duygunun yerini başka duygular doldurur. Önemli olan bilinçli olarak duyguları kontrol ederek istediğimiz duyguları yaşayabilmek. Değişen havalar gibi değişen ruh dünyamız, kışta ba...

Duygu Düşünce Davranış

 İnsanın benliğini oluşturan önemli faktörlerden duygu, düşünce ve davranış  aynı zamanda kişilerle ilişkileri ve toplumsal yapıyı da etkilemektedir. Birbiriyle bağlantılı olan bu üç kavramı ele alacak olursak; Düşünce Düşünceler sürekli dolaşır durur zihnimizde, bazen durdururuz, bazen dinleriz ama genellikle kontrol altında tutamayız. Bazen durup dinleriz iç sesimizi, o an farkında olmadığımız bir şeyi düşünmeye başladığımızı fark ederiz. Düşünceler iyi de kötü de olabilir ve sürekli değişim halindedir. Farkında olunduğunda bir süre bilinçli düşünebiliriz ve böylece düşüncelerimizi yönetmeye başlarız. Bir süre odaklanabiliriz ama insan zihni sürekli düşünceler üretir, sürekli düşünce geçişleri olur. Geçmişe, geleceğe ve umulmadık bir sürü zamana gider gelir, buna sebep olan maddi ve manevi bir sürü sebep olabilir. Bazen bir anlık düşünce hayatımızı etkiler, bir anda aklımıza gelen bir fikir, söylediğimiz bir söz ya da o anki algımız bir anda bizi ummadığımız yerlere sürükl...